Koleksiyoncu

Koleksiyoncu, Ingiliz edebiyatinin önde gelen yazarlarindan John Fowles’un, birçok yayinevinden geri çevrilme talihsizligini yasayan; ama yayimlandiginda kendisine bugünkü ününü getiren ilk romani. Fransiz Tegmenin Kadini, Yaratik, Mantissa ve Büyücü gibi basyapitlarin habercisi…Koleksiyoncu, bir kelebek koleksiyoncusuyla, âsik olarak kaçirip zindana kapattigi bir resim ögrencisi arasindaki “mecburi” iliskinin romanidir görünürde. Ama Fowles’un olaganüstü üslubu ve ustaligiyla, bu iliski, baska birçok iliskiye de gönderme yapmakta; ahlâki kaygilarla baski altina aldigimiz yabanil dogalligimiz içinde, aslinda neyi nereye kadar hakli ve geçerli bulabilecegimiz gerçekligiyle bizi yüzlestirmektedir.Farkli yolculuklara açik bir kurgusu olan bu roman, sadece kendimize göre hakli olan bir tutku adina yapabileceklerimizin ikna edici ve masum bir anlatisi olarak okunabilecegi gibi, içimizdeki “iktidar” ve “teslim olma” isteginin hangi sartlarda ortaya çikabileceginin anlatisi olarak da okunabilir. Ya da iki ayri sosyal tabakanin birbirine yakinlasma çabalarinin, aslinda alt sinifin üst sinifa yaranma, üst sinifin ise ögretmenlik kisvesine bürünerek “yiginlari” mümkün oldugunca kendisinden uzak tutma kaygisindan baska bir sey olmadiginin çarpici bir anlatisi olarak da yorumlanabilir.Sadece bir psikolojik gerilim romani olarak okundugunda bile inanilmaz tatlar alacaginiz Koleksiyoncu, bunun ötesine geçmekten ve kendi karanliklariyla yüzlesmekten korkmayanlara… Ya da Fowles’un dedigi gibi “Her insan kendisi için bir giz olmalidir” sözüne inananlar için.”Dehset verici güzellikle bir ilk roman; son derece kendinden emin ve siki… Acimasiz, marazi ve kesinlikle ikna edici.”Richard Lister, London Standard